13 Aralık 2012 Perşembe

tehlikeli oyunlar

"Hangi ışıksın sen; kırmızı,sarı,yeşil.. hemen seç birini.. veya dur dur hemen seçme, zaten hepsi olabilirsin istediğinde. Oyun bu. Kuralı var. Sırayla yanmayacak ışıklar. Kırmızı: dur; Sarı: hazırlan; Yeşil: geç. Şimdi ebeyi seç. Deli etmek amaç onu ya da rezil. Yeşil yak sarıya geç. Şimdi bekle, onun sarı olmasını bekle. Oldu mu, şimdi kırmızı. Tamam o sarı kalabilir. Ama unutma, sen ezelden kırmızı. Şimdi o, ya sarı kalacak ya da canı sıkılacak, kırmızı yakacak. Anında yeşile geç. Bi şey olmamış gibi yeşile geç. Zaman önemli, çok kalma oyalanma, başka ışıklar da yanabilir bu arada sana. Sakın belli etme oynadığınızı, herkes burda veya hiç kimse değil bu oyunda. Artık anladın. Evet trafik canavarı sen kazandın, kırmızı ışık sen olduğun yerde kaldın, sarı kusura bakma sen de çok tutarsızsın." 

Hahahah, ne mi bu? bu bir oyun. Çocuk ruhlu sanırız ya kendimizi, bazı bazı ara ara, severiz ya oyunları, aslında çocuklar tehlikelidir,belki de aileler bu yüzden büyütürler onları, tehlikeli oyunları severler, iki ileri bi büyük geri, bi bakarsın aynı yerde değilsin, kendi kendine oynamışsın, neden ihtiyaç duyar insan tehlikeli oyunlara, hesaplara, laf kalabalıklarına. içimizdeki tehlikeli çocuk o, öldürelim mi hayır, belki büyütelim, büyütelim ki birilerinin yüreğinin nazik yeri fena incinmesin.