22 Ağustos 2011 Pazartesi

kadının adı aliye..

Ali bir kadın ismi olsaydı eğer, bir Zeynep bir Deniz bir Elif olurmuş gibi geliyor bana, ama asla bir Aliye değil..

21 Ağustos 2011 Pazar

hayat eskiyemeyen koca olursa..

biliyorum bir şey oldu..Hayat’la aramızda bir şey oldu..içindeki bir boşluğu kapatmak için seçmiş beni sanki..bi kenarda dursun dedi benim için..kenardayım..varlığımla pek de ilgilenmiyor gibi, konuşurken yüzüme bakmıyor, sorduğum soruları hep yanımdakilere cevaplıyor, onlar da üzerlerine alıyor haliyle kahkahalarla, umarım benim sorduğumu duymuyorlardır, acıyarak baksınlar istemem, O’nun bir parçasıyım doğru, ama ötesiyle ilgilenmiyor. şımarırım diye mi korkuyor acaba, bu konuda hiç kullanmadım halbuki onu, başıma gelen değişikliklerden habersiz yapıyor kendini, ki önerilerini hep ciddiye almışımdır, hep içlerinden birini seçmişimdir, dikkatini çekmek için bir geveze oldum sorma, lüzumlu lüzumsuz her şeyi anlatıyorum artık ona, heyecanla anlatıyorum hatta, hala ona çok yakınmışım gibi hissetsin diye, şimdi tam her şeye rağmen onu sevdiğimi söyleyecektim, sırtını dönüp yattı...;(.

proje dersimizin ilk günüydü okulda. ‘ bu stüdyo da emeğe not verilmez.’ dedi hocamız. Sevgi emekmiş, hıhh.. Ya sevgi emek ettiğin halde kalınan bir projeyse.. Sadece sevgini verdiğin bir projeden niçin kalır insan.. ahh güzeller güzeli Asya, asıl gel şimdi seçim yap..

17 Ağustos 2011 Çarşamba


insan bi proje olsaydı eğer, ya baştan yazılan ya da tersten okunan bir proje olurdu.. derdi ya süreci anlayarak geçirmek, ya da baştan tasarlanmış güzel sonuca ulaşmaya odaklanmak olurdu. ya gerçekliğini bulduğu kelimeleri anlamlandırmaya çalışırdı, ya da varolan kelimelerin
ürün karşılığını da kabul ederdi hemencecik. ya somutlaşmak istemezdi bi çırpıda, öyle olunca bi şeylerin kalıba girmesinden korkardı, ya da o aşamaları geçip artık sadece cephe oyunlarıyla ilgilenirdi. her ikisinde de acı çekerdi ama. sancılı olurdu ikisi de. biri konseptin somut karşılıklarına kafa yorarken hala, diğerinin derdi yangın merdiveni:) bu sefer elmayla armudu karıştırmamak lazım ama. ikisinde de çevre analizi, iklim verileri, kent silüeti etkili olurdu o kabul, yalnız birinin kente anlattığı sadece hikayesi olurdu, kentle yaşardı, diğeri sadece kentte yaşardı. biri proje aşamasında, diğeri belediyenin kapısında..:)tabi marifet iki süreci de tamamlamak da.. işte o insanın sayısı da çevremizde artık ne kadar iyi proje varsa...
aşk bir proje olsaydı çözünce biterdi.
render alamayan mimar şarkıcı olsaydı sahne şovu yapamayan şarkıcı olurdu.

16 Ağustos 2011 Salı

sen ne güzel kelimesin,bir hanımelisin..

eylem olsaydım eğer 'korkmak' olmayı hiç istemezdim, ama kelimelerden 'cesaret' de olamam..
belki hanımeli...çiçeği olamazdım ama kelime çok güzel..hanımelisin yani..ama asla bi gül olamazdım, dışardan bakılan, seyirlik, ne kırmızı ne de pembe. ama içi kıpkırmızı olan bir nar olmayı isterdim, böyle içinde çok olan, kırılınca dağılıp saçılan.. ağacı ayrı güzel, meyvesi ayrı..yine de kayısı olurdum galiba, verdiğim zararı yine ben telafi ederdim...

elma armut meselesi..

Neler olmayı düşler insan? . Seçme hakkı olsaydı eğer, hangi insan olurdu, hangi ülke veya hangi kelime. Ya da biz düşünmesek bile bazı şeyler gerçekten bi şeylerin türevleri mi hayatta? Anlamdaşını aradığımız her şey her zaman aynı türün dünyasında karşımıza çıkmayabilir. Elmalarla armutlar her zaman farklı kefelerde olmayabilir. Bi insan şehir olabilir, bi kitap tatlı.. belki de her şey bu kadardı..

bir yemek olsam patates olurdum. benzediğim için değil, çok sevdiğim için=)
lady gaga bizim sınıftan biri olsaydı, o ben olurdum=)
ben bir şarkıcı olsaydım lady gaga olurdum=)